Kısa… Kısa…

Aralık 11, 2007 by

sunnycamehome_bicakgolgeduvar.jpg

*Bu ara “eti petit beurre taze sütlü” bisküviye fena dadandım… Üstelik çaya batırılmış parçayı kırılmadan ve bardağa tek kırıntı düşürmeden yiyebiliyorum…

Bu bisküvinin köşeleriyle birlikte etrafındaki çıkıntıların sayısı yirmisekiz ediyor…

*Kış münasebetiyle yirmibiraralıka kadar uzayacak geceleri geçirmekte zorluk çekiyorum… Say say bitmiyor zaman…

*Elimdeki kivilerin üç gün önce sayıları sekiz idi. Şimdi iki kaldığına göre günde kaç kivi tüketiyorum ben? İki..

Bu şeyler, şu saplarıyla, pek kilo aldığı için ağzı burnu seçilemeyen farelere benziyor…

*Her ne vakit ufka baksam kendiliğinden yükselen şehir siluetini istesem de oluşturamıyorum artık…Böylesi daha heyecanlı…

*Çoktandır yazılarını okumadığım onun yazılarını okurken gördüm ki benzer zamanlarda aynı şeyler geçmiş aklımızdan… Ne tuhaf… Keşke o bahçede başımı öne eğmeseydim…

*Yıl olmuş…Yıllar olmuş… Saçları bol katlı,kısacık kesilmiş taze bir gazeteci değilim artık…

Anladım zaman saymayınca bitiyor…

*Ama…Deklanşör sesi…hala en sevdiğim… o ayrı…

*Kimi zaman çok doluyorum… Taşıyorum da sadece şu cümleyi kurabiliyorum:

Çok pis küfretmek istiyorum!..

*Masamın üzerinde duran ve ne zamandır orada olduğunu bilmediğim küçük ekmek bıçağıyla duvarda kurbanına saldıran el gölgesi oluşturmaya bayılıyorum… Deli miyim neyim?…

*Kendi anlayışı dışındakileri yok sayan, “ben”,”sen” ayrımında ısrarcı,biz diyebilmekten yoksun kendi çalıp kendi oynayanlar güruhundan nefret ediyorum… Tüm kahve dövücülerin hınk deyicilerinden de… Kolpasınız siz olm…

*Yine o güruhun kendi icat ettiği korkularla tir titreyip birbirlerine sokulmalarına çok gülüyorum…

*Farklı zamanlarda başlanmış okunmayı bekleyen beş kitabım,bitiremediğim sayısız el işim ve başa sarıp sarıp dinlediğim üç en sevdiğim şarkı var…

*Gün itibariyle paçasında çamaşır suyu lekesi olmayan eşofmanım kalmadı…

*Yağmur yağıyor…

*Sobanın ateşi tazelenmeyi bekliyor…

*Ve ben daha yazmak istemiyorum…

Sunny Came Home